
Taassup, bir düşünceye, inanca ya da davranışa körü körüne bağlanma, başka fikirleri kabul etmeme ve farklılıkları reddetme anlamına gelir.
İslam dini, taassubu eleştirir ve insanları akıl, bilgi ve hikmete dayalı bir anlayışa çağırır. Kur’an-ı Kerim’de taassup, daha çok inatçılık, cehalet ve atalarının yanlış inançlarına bağlı kalma üzerinden ele alınır.
Kur’an’da Taassupla İlgili Ayetler
1. Atalara Körü Körüne Bağlanma Eleştirisi: Kur’an, atalarının yanlış inanç ve uygulamalarını sorgulamadan takip edenleri eleştirir. Bu durum, özellikle Mekke müşriklerinin tepkilerini anlatırken vurgulanır:
“Onlara, ‘Allah’ın indirdiğine uyun’ denildiğinde, ‘Hayır, biz atalarımızı üzerinde bulduğumuz şeye uyarız’ derler. Peki, ya ataları bir şey anlamamış, doğru yolu da bulamamış idiyseler?” (Bakara Suresi, 2:170)
2. Körü Körüne Taklit ve Sapkınlık: Taassuba kapılan kişilerin, hakikati aramak yerine, körü körüne kendi görüşlerine bağlı kaldıkları belirtilir:
“Kendilerine açık deliller geldikten sonra ayrılığa düşüp parçalananlar gibi olmayın.” (Al-i İmran Suresi, 3:105)
3. Akıl ve Hikmetle Hareket Etme Çağrısı: Taassubun aksine, İslam akletmeyi, düşünmeyi ve delillere dayalı hareket etmeyi emreder:
“Onlar ki, sözü dinler ve en güzeline uyarlar. İşte onlar Allah’ın kendilerine doğru yolu gösterdiği kimselerdir.” (Zümer Suresi, 39:18)
Kur’an-ı Kerim’in mesajı: Adalet, Akıl ve Hakkaniyet
Allahü Teala, kullarını taassuptan uzak durmaya ve hakikati aramaya çağırır. Bu yüzden Kur’an-ı Kerim’de, inançta ve amelde adaleti, aklı ve hikmeti öne çıkarır. İnsanların önyargılardan, taassuptan ve körü körüne bağlanmaktan uzak durarak hakikati araştırmalarını ve doğruyu bulmalarını ister. Taassubun zararları, toplumun birlikteliğini bozması ve adaletin önünde engel oluşturmasıdır.
Bu mesajlar, insanların özgür iradeleriyle hareket etmeleri, farklılıkları hoşgörüyle karşılamaları ve hakka dayalı bir hayat yaşamaları için önemli bir rehberdir.